Araç Değer Kaybı Kimlerden Talep Edilebilir?
Logo



Av. Sinem Sencer 31 Aug, 2020 Universal

Araç Değer Kaybı Kimlerden Talep Edilebilir?


Araçta meydana gelen değer kaybı zararlarından, karşı yan kusurlu tarafta yer alan araç sürücüsü, araç maliki ve aracın ZMMS poliçesinin bulunduğu sigorta şirketleri sorumludur.

Burada bahsi geçen araç sürücüsü, çift taraflı meydana gelen kazada kusurlu olduğu değerlendirilen aracı kullanan kişiyi ifade etmekte olup, bu aracın sahibi de araç malikidir.

Ancak kusurlu aracın malikinin değer kaybı zararlarından sorumlu olmadığı bazı haller bulunmaktadır. Özellikle bu durum filo kiralama şirketlerine ait araçların sürücüsünün kusurlu olduğu durumlarda talep edilen değer kaybı zararlarında karşımıza çıkmaktadır. Filo kiralama şirketleri tarafından uzun süreli yapılan kiralamalarda kiraya veren şirketin, işleten sıfatını kiralayana devrettiği kabul edilmektedir. Burada kısaca işleten sıfatından bahsetmek gerekmektedir.

Karayolları Trafik Kanunu’nun (“KTK”) 3. maddesi  “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehini gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde olup, işbu maddede kimlerin işleten olduğu açıkça tanımlanmıştır[1]. Bu maddeden de görüleceği üzere, aracı uzun süreli kiralayan kişi/şirket işleten sıfatını kazanacak olup, bu durumda aracı kiraya veren kişi/şirket işleten sıfatını devretmiş olacaktır. İşleten sıfatını devreden filo kiralama şirketinin de bu dönemde araçta meydana gelen zarardan ve dolayısıyla değer kaybı zararından sorumlu olmayacağı Yargıtay içtihatlarıyla da kabul edilmektedir.

KTK’nun 88. maddesi gereğince, bir aracın karıştığı kazada, üçüncü bir kişinin uğradığı zarardan, birden fazla kişinin sorumlu olması halinde, bu kişiler zarar görene karşı müteselsil olarak sorumludur.

Müteselsil sorumluluk, aynı zararın oluşmasında rolü olan ancak zararın hangi kısmından sorumlu olduğu tespit edilemeyen birden fazla kimsenin, niteliği itibariyle bölünmeye elverişli, başka bir deyişle çoğunlukla para ediminden oluşan tazminat ediminin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir birlikte sorumluluk türüdür. Bu sorumluluk gereğince, alacaklı zarar gören, dilediği sorumludan edimin tamamını veya bir kısmını talep yetkisine sahiptir. Ancak sorumlulardan biri ödeme yaptığı oranda diğerleri de sorumluluktan kurtulmaktadır[2].

İşbu maddeler dikkate alındığında araç değer kaybı zararlarından, karşı yan kusurlu araç sürücüsü ve araç maliki müşterek ve müteselsil olarak sorumludur.

Bu kişilerin dışında kusurlu araç malikinin ZMMS poliçesinin bulunduğu sigorta şirketlerinden de bu zararlar talep edilebilmektedir. Ancak kasko poliçesinin bulunduğu sigorta şirketlerinin ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunmadığı sürece araç değer kaybı zararını ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Kısaca ihtiyari mali mesuliyet teminatı olarak bahsedilen, Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluk Sigortası teminatını kapsayan kasko poliçesi, araç sahibinin üçüncü kişilere verdiği maddi ve bedeni zararların trafik sigortası teminatlarını aşan kısmını teminata alır[3]. Kasko poliçesinde ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunan araçların karıştığı kazalarda, kusurlu aracın ZMMS poliçesinin teminatını aştığı oranda değer kaybı zararı kasko poliçesinin bulunduğu sigorta şirketinden talep edilebilir ve sigorta şirketleri ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında bu zararı ödemekle yükümlüdür.

Bununla birlikte, değer kaybı zararlarını karşı yan kusurlu aracın ZMMS poliçesinin bulunduğu sigorta şirketleri teminat limiti dahilinde ödemekle yükümlü olup, zarar kaza tarihinde belirlenmiş olan teminat limitini aştığı taktirde aşan tutarı ödemekle yükümlü değildir. ZMMS poliçelerinin teminat limitleri, araç türüne, teminat altına alınan gider türüne göre belirlenmektedir. Bu teminat limitleri her yılın son aylarında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmekte ve her yıl değişmektedir. 21.12.2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik gereğince 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yılın ilk yarısında uygulanacak minimum maddi teminat limiti araç başına 36.000 TL, kaza başına 72.000 TL olarak belirlenmiştir[4].

Kusurlu aracın ZMMS poliçesinin kaza tarihini kapsayan yılda belirlenmiş olan teminat limitinin bitmesi halinde, meydana gelen zarar sigorta şirketi tarafından karşılanmayacaktır. Bu gibi durumlarda, kusurlu aracın kasko poliçesinde ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunduğu takdirde, bakiye zarar kasko poliçesinin bulunduğu sigorta şirketinden talep edilebilir ve sigorta şirketi teminat limiti dahilinde bu zararı karşılamakla yükümlüdür.

Ancak ZMMS poliçesinin limitinin yetmediği ve kasko poliçesinde de ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunmadığı hallerde değer kaybı zararı sadece kusurlu araç maliki ve araç sürücünden talep edilebilecektir.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 163. maddesi gereğince müteselsil sorumlulukta zarar görenin, istediği borçluya başvurma hakkı vardır[5]. Bu hüküm gereğince, Değer kaybı zararını talep edecek kişinin, karşı yan kusurlu aracın ZMMS poliçesi bulunması halinde, araç maliki ve araç sürücünden talep etmeden önce sigorta şirketinden bu zararını talep etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Zarara uğrayan kişi, bu zararını isterse sigorta şirketinden isterse araç maliki ve sürücüsünden talep etme hakkında sahiptir. Ancak herhangi birinden zararını tahsil ettiği oranda diğerleri de bu oranda sorumluktan kurtulmuş sayılacaktır.

Yine Türkiye’de çok fazla yaşanan ancak taraflarca ne yapılması gerektiği bilinmeyen hususlardan biri de, yabancı plakaya sahip araçla kazaya karışan araçların değer kaybı zararlarının nasıl tahsil edileceği noktasıdır.

Yeşil Kart yürürlüğe girmeden önce, bir ülkeden diğer ülkeye motorlu araçlarla giden kimseler, gidilen ülkenin giriş kapısında, orada geçerli olan yeni bir trafik sigortası yaptırmak mecburiyetinde kalmaktaydı. Yorucu ve çok zaman kaybettiren bu işlemin kolaylaştırılması amacıyla, 1 Ocak 1953 tarihinde Yeşil Kart Sistemi (Uluslararası Motorlu Taşıt Mali Sorumluluk Sigortası) uygulamaya sokulmuştur[6].

Yeşil Kart Sertifikası, Türkiye’nin de imzaladığı 1959 tarihli Strasbourg Anlaşması çerçevesinde, yeşil kart sistemi dahilindeki ülkelere, Mali Mesuliyet Poliçesinin uluslararası uzantısı şeklinde, kaza mahalli ülke mevzuatı ve limitleri dahilinde teminat veren, uluslararası, yeşil renkli ve tek formatla düzenlenen bir belgedir[7]. Bu sözleşmeyi Türkiye 26.06.1974 tarihinde imzalamıştır. Daha sonra 4447 sayılı kanunla da bu sözleşme onaylanmıştır[8].

Ancak ülkemizce bu anlaşmanın imzalanması ve onaylanması beklenmeden Bakanlar Kurulu’nun 08.05.1963 gün ve 6/1723 Sayılı Kararıyla[9] Avrupa Sözleşmesine uygun olarak tüzel kişiliğe haiz Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş ve 1964 yılından itibaren ülkemizde de Yeşil Kart Sistemi uygulanmaya başlamıştır[10].

Yeşil kart sigortası, Türkiye’de kullanılan yabancı plakalı araçların ve yurtdışında kaza yapan TR plakalı araçların sebep oldukları hasarlar ve diğer zararların karşılanmasını amaçlamaktadır. Yeşil kart sigortası bulunan yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda, kusurlu olması halinde, kusursuz ya da tam kusurlu olmayan araç maliki, yeşil kart sigortası gereğince Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu’na (“TMTB”) başvuru yaparak uğradığı değer kaybı zararını talep edebilir. Yeşil kart sigorta poliçesinin uygulanmasında ana görevi yüklenen TMTB’nun görevi, çalışma esas ve usulleri 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun[11] (“SK”) 24. maddesi uyarınca bir yönetmelikle[12] düzenlenmiştir.

Ancak TMTB’na yapılan başvurular neticesinde, TMTB tarafından değer kaybı zararına ilişkin talebin kabul edilmediği durumlarda Sigorta Tahkim Komisyonu’na  (“STK”) başvuru yapılamamaktadır. SK’nun 30. maddesi gereğince,  Komisyon’a başvuru yapılabilmesi için ilgili sigorta şirketi ya da kurumların STK üyesi olması gerekmektedir. Ancak, ilgili mevzuat ile zorunlu tutulan sigortalardan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin başvuru yapılabilmesi için sigorta şirketinin STK üyesi olması aranmaz. Komisyon’a üye olan kuruluşlar STK’nun resmi internet sitesinde yer almakta olup, TMTB bu kuruluşlar arasında yer almamaktadır.

 

Araç değer kaybı ile ilgili Araç Değer Kaybı Nasıl Talep Edilir? başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Yazı dizimin devamında Araç Değer Kaybında Başvuru Süresi başlıklı yazımız yer almaktadır.

 

Yazar: Sinem SENCER / Avukat

 

[1] “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 18195 sayı numaralı 18.10.1983 tarihli Resmi gazete, www.mevzuat.gov.tr”

[2] “Müteselsil sorumluluğa ilişkin benzer tanımlar için BKZ.; Ali Haydar Yağcıoğlu, Haksız Fiil Sebebiyle Aynı Zarardan Birden Fazla Kimsenin Sorumluluğu, Ankara 2014, s. 7; M. Kemal Oğuzman, Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C.2, İstanbul 2012, s.1200; Başak Baysal, Zarar Görenin Kusuru (Müterafik Kusur), Oniki Levha Yayıncılık, İstanbul, Aralık 2012, s.39 vd.; Hüseyin Hatemi, Emre Gökyayla, Borçlar Hukuku Genel Bölüm, 2. Bası, İstanbul 2012, s. 325 ”

[4] “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 30632 sayı numaralı 21.12.2018 tarihli resmi gazete, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/12/20181221-1.htm

[5] “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 27836 sayı numaralı, 04.02.2011 tarihli resmi gazete, www.mevzuat.gov.tr

[6] “Fikri Tunç Keskin, Uygulamada Sigorta Hukuku 2. Cilt,  Adalet Yayınevi,  Ankara, 2017, s. 1731”

[8]KESKİN, s. 1734”

[9]Mustafa Baltacı, Feyyaz Tekand, Bülent Ünaltuna, Türkiye’de Mesuliyet Sigortalarında Uygulama, Mesuliyet Sigortaları Semineri, Ankara 1977, s. 43 vd.”

[10]KESKİN, s. 1734”

[11] “5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 26552 sayı numaralı, 14.06.2007 tarihli Resmi Gazete, www.mevzuat .gov.tr

[12] “Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosunun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik, 26920 sayı numaralı, 28.06.2008 tarihli resmi gazete, www.mevzuat.gov.tr

Araçta meydana gelen değer kaybı zararlarından, karşı yan kusurlu tarafta yer alan araç sürücüsü, araç maliki ve aracın ZMMS poliçesinin bulunduğu sigorta şirketleri sorumludur.

Burada bahsi geçen araç sürücüsü, çift taraflı meydana gelen kazada kusurlu olduğu değerlendirilen aracı kullanan kişiyi ifade etmekte olup, bu aracın sahibi de araç malikidir.

Ancak kusurlu aracın malikinin değer kaybı zararlarından sorumlu olmadığı bazı haller bulunmaktadır. Özellikle bu durum filo kiralama şirketlerine ait araçların sürücüsünün kusurlu olduğu durumlarda talep edilen değer kaybı zararlarında karşımıza çıkmaktadır. Filo kiralama şirketleri tarafından uzun süreli yapılan kiralamalarda kiraya veren şirketin, işleten sıfatını kiralayana devrettiği kabul edilmektedir. Burada kısaca işleten sıfatından bahsetmek gerekmektedir.

Karayolları Trafik Kanunu’nun (“KTK”) 3. maddesi  “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehini gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde olup, işbu maddede kimlerin işleten olduğu açıkça tanımlanmıştır[1]. Bu maddeden de görüleceği üzere, aracı uzun süreli kiralayan kişi/şirket işleten sıfatını kazanacak olup, bu durumda aracı kiraya veren kişi/şirket işleten sıfatını devretmiş olacaktır. İşleten sıfatını devreden filo kiralama şirketinin de bu dönemde araçta meydana gelen zarardan ve dolayısıyla değer kaybı zararından sorumlu olmayacağı Yargıtay içtihatlarıyla da kabul edilmektedir.

KTK’nun 88. maddesi gereğince, bir aracın karıştığı kazada, üçüncü bir kişinin uğradığı zarardan, birden fazla kişinin sorumlu olması halinde, bu kişiler zarar görene karşı müteselsil olarak sorumludur.

Müteselsil sorumluluk, aynı zararın oluşmasında rolü olan ancak zararın hangi kısmından sorumlu olduğu tespit edilemeyen birden fazla kimsenin, niteliği itibariyle bölünmeye elverişli, başka bir deyişle çoğunlukla para ediminden oluşan tazminat ediminin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir birlikte sorumluluk türüdür. Bu sorumluluk gereğince, alacaklı zarar gören, dilediği sorumludan edimin tamamını veya bir kısmını talep yetkisine sahiptir. Ancak sorumlulardan biri ödeme yaptığı oranda diğerleri de sorumluluktan kurtulmaktadır[2].

İşbu maddeler dikkate alındığında araç değer kaybı zararlarından, karşı yan kusurlu araç sürücüsü ve araç maliki müşterek ve müteselsil olarak sorumludur.

Bu kişilerin dışında kusurlu araç malikinin ZMMS poliçesinin bulunduğu sigorta şirketlerinden de bu zararlar talep edilebilmektedir. Ancak kasko poliçesinin bulunduğu sigorta şirketlerinin ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunmadığı sürece araç değer kaybı zararını ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Kısaca ihtiyari mali mesuliyet teminatı olarak bahsedilen, Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluk Sigortası teminatını kapsayan kasko poliçesi, araç sahibinin üçüncü kişilere verdiği maddi ve bedeni zararların trafik sigortası teminatlarını aşan kısmını teminata alır[3]. Kasko poliçesinde ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunan araçların karıştığı kazalarda, kusurlu aracın ZMMS poliçesinin teminatını aştığı oranda değer kaybı zararı kasko poliçesinin bulunduğu sigorta şirketinden talep edilebilir ve sigorta şirketleri ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında bu zararı ödemekle yükümlüdür.

Bununla birlikte, değer kaybı zararlarını karşı yan kusurlu aracın ZMMS poliçesinin bulunduğu sigorta şirketleri teminat limiti dahilinde ödemekle yükümlü olup, zarar kaza tarihinde belirlenmiş olan teminat limitini aştığı taktirde aşan tutarı ödemekle yükümlü değildir. ZMMS poliçelerinin teminat limitleri, araç türüne, teminat altına alınan gider türüne göre belirlenmektedir. Bu teminat limitleri her yılın son aylarında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmekte ve her yıl değişmektedir. 21.12.2018 tarihli resmi gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik gereğince 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yılın ilk yarısında uygulanacak minimum maddi teminat limiti araç başına 36.000 TL, kaza başına 72.000 TL olarak belirlenmiştir[4].

Kusurlu aracın ZMMS poliçesinin kaza tarihini kapsayan yılda belirlenmiş olan teminat limitinin bitmesi halinde, meydana gelen zarar sigorta şirketi tarafından karşılanmayacaktır. Bu gibi durumlarda, kusurlu aracın kasko poliçesinde ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunduğu takdirde, bakiye zarar kasko poliçesinin bulunduğu sigorta şirketinden talep edilebilir ve sigorta şirketi teminat limiti dahilinde bu zararı karşılamakla yükümlüdür.

Ancak ZMMS poliçesinin limitinin yetmediği ve kasko poliçesinde de ihtiyari mali mesuliyet teminatı bulunmadığı hallerde değer kaybı zararı sadece kusurlu araç maliki ve araç sürücünden talep edilebilecektir.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 163. maddesi gereğince müteselsil sorumlulukta zarar görenin, istediği borçluya başvurma hakkı vardır[5]. Bu hüküm gereğince, Değer kaybı zararını talep edecek kişinin, karşı yan kusurlu aracın ZMMS poliçesi bulunması halinde, araç maliki ve araç sürücünden talep etmeden önce sigorta şirketinden bu zararını talep etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Zarara uğrayan kişi, bu zararını isterse sigorta şirketinden isterse araç maliki ve sürücüsünden talep etme hakkında sahiptir. Ancak herhangi birinden zararını tahsil ettiği oranda diğerleri de bu oranda sorumluktan kurtulmuş sayılacaktır.

Yine Türkiye’de çok fazla yaşanan ancak taraflarca ne yapılması gerektiği bilinmeyen hususlardan biri de, yabancı plakaya sahip araçla kazaya karışan araçların değer kaybı zararlarının nasıl tahsil edileceği noktasıdır.

Yeşil Kart yürürlüğe girmeden önce, bir ülkeden diğer ülkeye motorlu araçlarla giden kimseler, gidilen ülkenin giriş kapısında, orada geçerli olan yeni bir trafik sigortası yaptırmak mecburiyetinde kalmaktaydı. Yorucu ve çok zaman kaybettiren bu işlemin kolaylaştırılması amacıyla, 1 Ocak 1953 tarihinde Yeşil Kart Sistemi (Uluslararası Motorlu Taşıt Mali Sorumluluk Sigortası) uygulamaya sokulmuştur[6].

Yeşil Kart Sertifikası, Türkiye’nin de imzaladığı 1959 tarihli Strasbourg Anlaşması çerçevesinde, yeşil kart sistemi dahilindeki ülkelere, Mali Mesuliyet Poliçesinin uluslararası uzantısı şeklinde, kaza mahalli ülke mevzuatı ve limitleri dahilinde teminat veren, uluslararası, yeşil renkli ve tek formatla düzenlenen bir belgedir[7]. Bu sözleşmeyi Türkiye 26.06.1974 tarihinde imzalamıştır. Daha sonra 4447 sayılı kanunla da bu sözleşme onaylanmıştır[8].

Ancak ülkemizce bu anlaşmanın imzalanması ve onaylanması beklenmeden Bakanlar Kurulu’nun 08.05.1963 gün ve 6/1723 Sayılı Kararıyla[9] Avrupa Sözleşmesine uygun olarak tüzel kişiliğe haiz Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş ve 1964 yılından itibaren ülkemizde de Yeşil Kart Sistemi uygulanmaya başlamıştır[10].

Yeşil kart sigortası, Türkiye’de kullanılan yabancı plakalı araçların ve yurtdışında kaza yapan TR plakalı araçların sebep oldukları hasarlar ve diğer zararların karşılanmasını amaçlamaktadır. Yeşil kart sigortası bulunan yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda, kusurlu olması halinde, kusursuz ya da tam kusurlu olmayan araç maliki, yeşil kart sigortası gereğince Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu’na (“TMTB”) başvuru yaparak uğradığı değer kaybı zararını talep edebilir. Yeşil kart sigorta poliçesinin uygulanmasında ana görevi yüklenen TMTB’nun görevi, çalışma esas ve usulleri 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun[11] (“SK”) 24. maddesi uyarınca bir yönetmelikle[12] düzenlenmiştir.

Ancak TMTB’na yapılan başvurular neticesinde, TMTB tarafından değer kaybı zararına ilişkin talebin kabul edilmediği durumlarda Sigorta Tahkim Komisyonu’na  (“STK”) başvuru yapılamamaktadır. SK’nun 30. maddesi gereğince,  Komisyon’a başvuru yapılabilmesi için ilgili sigorta şirketi ya da kurumların STK üyesi olması gerekmektedir. Ancak, ilgili mevzuat ile zorunlu tutulan sigortalardan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin başvuru yapılabilmesi için sigorta şirketinin STK üyesi olması aranmaz. Komisyon’a üye olan kuruluşlar STK’nun resmi internet sitesinde yer almakta olup, TMTB bu kuruluşlar arasında yer almamaktadır.

 

Araç değer kaybı ile ilgili Araç Değer Kaybı Nasıl Talep Edilir? başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Yazı dizimin devamında Araç Değer Kaybında Başvuru Süresi başlıklı yazımız yer almaktadır.

 

Yazar: Sinem SENCER / Avukat

 

[1] “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 18195 sayı numaralı 18.10.1983 tarihli Resmi gazete, www.mevzuat.gov.tr”

[2] “Müteselsil sorumluluğa ilişkin benzer tanımlar için BKZ.; Ali Haydar Yağcıoğlu, Haksız Fiil Sebebiyle Aynı Zarardan Birden Fazla Kimsenin Sorumluluğu, Ankara 2014, s. 7; M. Kemal Oğuzman, Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C.2, İstanbul 2012, s.1200; Başak Baysal, Zarar Görenin Kusuru (Müterafik Kusur), Oniki Levha Yayıncılık, İstanbul, Aralık 2012, s.39 vd.; Hüseyin Hatemi, Emre Gökyayla, Borçlar Hukuku Genel Bölüm, 2. Bası, İstanbul 2012, s. 325 ”

[4] “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 30632 sayı numaralı 21.12.2018 tarihli resmi gazete, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/12/20181221-1.htm

[5] “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 27836 sayı numaralı, 04.02.2011 tarihli resmi gazete, www.mevzuat.gov.tr

[6] “Fikri Tunç Keskin, Uygulamada Sigorta Hukuku 2. Cilt,  Adalet Yayınevi,  Ankara, 2017, s. 1731”

[8]KESKİN, s. 1734”

[9]Mustafa Baltacı, Feyyaz Tekand, Bülent Ünaltuna, Türkiye’de Mesuliyet Sigortalarında Uygulama, Mesuliyet Sigortaları Semineri, Ankara 1977, s. 43 vd.”

[10]KESKİN, s. 1734”

[11] “5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 26552 sayı numaralı, 14.06.2007 tarihli Resmi Gazete, www.mevzuat .gov.tr

[12] “Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosunun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik, 26920 sayı numaralı, 28.06.2008 tarihli resmi gazete, www.mevzuat.gov.tr


Abone Ol Paylaşılan bloglardan haberdar olmak için abone olabilirsiniz
E-Bülten aydınlatma metni için tıklayınız